Adını unuttuğum öykü

Adını Unuttuğum Öykü Adını unuttuğum bir öykü vardı. Bazen hatırlıyor, çoğu zaman unutuyordum. Yine bir akşamüstüydü. Akşam ezanı yeni okunmuş, sokaktaki çocukların hep bir ağızdan bağırışları anlamsız ama çocuk cıvıltısı denilen o sihirli sese dönüşmüştü. Mısır satan amcanın sesinde, mısırları bitirip çabucak eve dönme telaşı hissediliyordu. İşinden evine dönenler, babasının gelişini sokak başında beklerken oyuna dalıp her şeyi unutan çocuklar, sokak kedileri, berber çırağının kurumuş havluları toplaması, elinde ekmek poşetiyle fırından gelen hacı amca.. Herşey gayet normaldi. Fakat, ne olduğunu bilmediğim bir sıkıntı vardı içimde. Etrafı izlemeyi bırakıp, eve doğru yürüdüm. Açık bıraktığım mavi dış kapıdan girerek, düşünceli bir şekilde eve ulaştım. Evdeki akşam telaşı ve çocukların seslerine aldırış etmeden kitapların da olduğu odaya yöneldim. Hala neyin sebep olduğunu bilmediğim yürek sızlatan o bilinmez sıkıntı beni düşüncelere sevk ediyordu. Odanın bir ucunda ayakları eğilmi...